Boşanmalarda eşlere bağlanan 'süresiz nafaka' uygulaması toplumda ayrılmalara yol açarken beraberinde birçok yeni mağduriyetin ortaya çıkmasına neden oluyor. Evliliklerin süresine bakılmaksızın erkeklere yüklenen bu yükün neredeyse ömür boyu sürecek olması ise günümüzdeki ekonomik şartlarda vatandaşları daha fazla zor durumda bırakıyor. Mevcut ekonomik şartlarda zaten geçinmekte zorlanan vatandaşlar belki bir yıl belki 3 ay evli kaldıkları kişiye nafaka ödeyerek zor durumda kalmak istemiyor. 

Boşandıktan sonra tekrar yuva kurmak isteyen erkekler eski eşlerine ödedikleri nafakayla birlikte adeta iki ev birden geçindirmek zorunda kalıyor. Evlilik süresine bakılmaksızın yıllarca nafaka ödemenin zorunlu tutulması birçok mağduriyete yol açıyor. Boşanmaların ardından erkeklerin manevi etkilenmelerinin yanı sıra maddi olarak da etkilenmelerine yol açan süresiz nafaka uygulaması toplumda tepkilere yol açıyor. 

Kamuoyunun son yıllarda sıkça adlarını duyduğu süresiz nafaka mağdurları seslerini hükümete ulaştırmak adına sosyal medya hesapları üzerinden paylaşım yapıyor. Süresiz nafaka ödemenin bir zulüm olduğunu ifade eden mağdurlar bitirilmesini talep ederek, neredeyse iki milyon kişinin mağdur olduğu süresiz nafakanın çözüm sürecinin de süresizleşmesine tepki gösteriyor. 

A Haber canlı yayınında konuşan Tunç, bir soru üzerine süresiz nafakaya değindi. Tunç, 1988'e kadar nafakada sürenin bir yıl olduğunu, daha sonra bunun süresiz hale getirildiğini belirtti.

Bu konudaki tartışmaları hatırlatan Bakan Tunç, nafaka alacaklısıyla nafaka borçlusundaki dengenin gözetilmesi gerektiğini kaydetti.

Adalet bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

Aslında bu konu aile hukukuyla ilgili bir konu. Nafaka, tazminat, boşanma konusu. Özellikle aile hukuku konusunda geniş bir çalışmamız var. Bilim Komisyonumuz şu anda çalışıyor. Özellikle boşanma davalarının, nafaka ve tazminat davalarından ayrı tutularak uzun süren boşanma davalarının önüne geçilmesi gerekiyor. Çünkü tarafları mağdur eden bir durum söz konusu.

Aile hukukunu toptan ele alacak bir düzenlememiz söz konusu olacak. Özellikle aile arabuluculuğu yönünde görüşler var. Yani burada da kadına şiddet konusu ayrı tutularak boşanma hukukunda da tazminat ve nafaka konusunda da arabuluculuk müessesinin getirilmesi konusunda birtakım görüşler var. Bu görüşlere uygun Bilim Komisyonumuzun da çalışmaları söz konusu. Nafaka konusu da bu kapsamda değerlendirilebilecek bir konu.

73 Selamet Akıncıları dernek olma yolunda: 'Aynı düstûr ve çizgide...' 73 Selamet Akıncıları dernek olma yolunda: 'Aynı düstûr ve çizgide...'

Burada elbette ki bir gün evli kalıp yıllarca, on yıllarca nafaka ödeyen kişiler var ancak bu dosya bazında değerlendirdiğimiz zaman kadınların da mağduriyetine neden olmayacak bir düzenleme gerekebilir. Her dosyanın özelliği farklı olabilir. Burada özellikle kadınlarımızı da mağdur etmeyecek, nafaka alacaklısı olan kadınların mağdur olmamasıyla ilgili de bir güvenceyi sağlamamız gerekir. Bu nedenle o dengeyi gözeterek çalışma yapmak gerekir.

Bakan Tunç'un bu açıklamalarının ardından memnun olmayan süresiz nafaka mağdurları evlilik süresi kadar nafaka verilmesine tepki gösteriyor. Süresiz nafaka uygulamasının tamamının kaldırılmasını talep eden süresiz nafaka mağdurları daha fazla bu maddi yükü taşımak istemiyor. Süresiz nafakanın kaldırılması için bir adım atılmasını bekleyen süresiz nafaka mağdurları gözünü hükümetten yapılacak açıklamaya dikti. Ancak yetkililerden süresiz nafakanın kaldırılacağına ya da düzenleneceğine dair bir açıklama gelmedi.

Fahri Kur’an kursu öğreticileri kadroya alınacak mı? Fahri Kur’an kursu öğreticileri kadroya alınacak mı?

Süresiz nafakanın değişmesi için harekete geçildi!

Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, milletvekilleri Suat Pamukçu, Doğan Bekin, Ali Yüksel ve Mehmet Aşıla ile birlikte nafakayla ilgili tekliflerini TBMM Başkanlığı’na sundu.

Nafakanın 5 yılla sınırlandırılmasını getiren teklifte Yeniden Refah Partisi yetkilileri, bu sürenin sonunda nafakanın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından karşılanması gerektiğini belirtti.

“NAFAKA YÜKÜMLÜSÜ İÇİN BİTMEYEN BİR BORÇ”

Kanun teklifinin gerekçesinde, “Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde nafakanın süresiz olmasının mağduriyet yarattığı” söylendi. Gerekçede, “Kanun maddesinde geçen ‘süresiz’ ibaresinin fazlaca mağduriyet yarattığı ortadadır. Nafakanın süresiz istenebilmesi nafaka yükümlüsü için bitmeyen bir borç anlamına gelmektedir. Bu borcun aynı kalmayıp nafaka artırım davaları ile artmasından dolayı boşanan çiftler çok defa karşı karşıya gelmektedirler” denildi.

Gerekçe metninde süresiz nafakanın kesilme şartları şu ifadelerle eleştirildi:

“Kadının evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü dışındakiler ispat isteyen şartlardır. Örneğin tarafların maddi durumunun değişmesi, nafaka alan eşin haysiyetsiz yaşadığı veya bir erkekle evlilik dışı yaşadığı tespit edilmelidir. Bu durumların tespiti neredeyse gayrimümkündür.”

Gerekçede, kısa evliliklerde, evli kalınan sürenin çok üstünde nafaka ödenmesine de değinildi, “Süresiz nafakanın başka bir sorunu ise kısa süren evlilikler için evli kalınan sürenin çok çok üstünde nafaka ödenmesidir. Kısa süreli evli kalan nafaka yükümlüsü bu bitmeyen borç yüzünden yeniden aile kurmakta zorlanmaktadır.”

Yeniden Refah Partisi, TBMM Başkanlığı’na beş maddelik kanun teklifi sundu. İlgili maddeler şöyle:

1-) Nafaka ödemenin süresiz olmaması değiştiriliyor.

2-) Tarafların nafaka ödeme süresini beş yılla sınırlıyor.

3-) Mağduriyetin devamı halinde sosyal devlet gereği Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca giderilmesi hükmü getiriliyor.

4-) Kanunun yürürlük maddesidir.

5-) Kanunun yürütme maddesidir.

Taşeron, KİT ve belediye şirket işçilerinin kadro talebi Meclis'e taşındı! Taşeron, KİT ve belediye şirket işçilerinin kadro talebi Meclis'e taşındı!

Süresiz nafakanın değişmesi önerisine EŞİK'ten tepki!

Yeniden Refah Partisi'nin TBMM’ye nafaka düzenlemesiyle ilgili Türk Medeni Kanunu’nda değişiklik öngören kanun teklifi sunmasının ardından EŞİK Platformu'ndan tepki dolu bir açıklama geldi. 

Süresiz nafakayı ortadan kaldırarak 5 yıl sınırlamasını öneren yasa önerisiyle ilgili EŞİK’in açıklamasından öne çıkanlar şu şekilde:

“Yeniden Refah Partisi (YRP), Meclis İç Tüzüğü’nün 74. maddesine göre bir imza yeterli iken Meclis’teki beş vekilinin beşinin birden imzaladığı, nafaka hakkı aleyhine, bir kanun teklifi verdi. Teklif jet hızıyla Meclis komisyonlarına gönderildi.

YRP, Türkiye’nin dört bir yanından gelen EŞİK’li kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerini, kazanılmış haklarına sahip çıkma kararlılığını ortaya koyduğu 3 Ekim TBMM ziyaretinin hemen ardından, 6284 sayılı Şiddet Yasası’nı budama isteğini de dile getirmişti. YRP’nin tüm milletvekilleri ile kendince gövde gösterisi yaparak verdiği nafaka teklifi, Parti’nin kadın haklarına karşı açtığı savaşın kanıtlarından biri.

“KADINLARIN HAKKI ERKEKLERİN POLİTİK PAZARLIKLARINA MALZEME OLDU”

Kadınların nafaka hakkının sınırlandırılması, seçim öncesinde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da hedeflerindendi. Gelen tepkiler sonucu taslak geri çekildi ancak Bozdağ tarafından seçim sonrasına ertelendiği belirtilerek erkeklere bir seçim vaadi olarak sunuldu. Seçim döneminde de AKP ve YRP’nin seçim mutabakat metninde kadınlar aleyhine yer alan maddelerden biriydi. Yani kadınların kazanılmış hakkı olan nafaka, kapalı kapılar ardında, erkeklerin politik pazarlıklarına malzeme haline getirildi.

“NAFAKA HAYATIN HER ALANINA YAYILAN KADIN ERKEK EŞİTSİZLİĞİNİN BİR SONUCUDUR”

Teklif’in gerekçesinde, ülkedeki bu yüksek enflasyon ortamında bile kadınların nafaka artırım davası açmalarından ya da ödenmeyen nafakalar için açılan davalardan şikâyet edilmektedir. Bu teklif ile adeta ekonomik krizin faturası kadınlara çıkarılmak istenmektedir. Gerekçeye bakılırsa YRP’nin bir sonraki adımı, nafakanın toptan yasaklanması ya da din adına konuşan kimi sözde din alimlerinin yaptığı gibi (İslami iddet müddeti, yani boşanmadan sonra gebelik olup olmadığının anlaşılacağı 3-4 ay dışında) haram ilan edilmesi olabilir.

Tekrar hatırlatalım ki, nafaka ev işinden eğitime, istihdamdan çocuk bakımına hayatın her alanına yayılan ve yüzyıllardır süren kadın erkek eşitsizliğinin bir sonucudur. Tüm bu eşitsizliği ortadan kaldırmak için hiçbir şey yapmayanlar, kadınların evlilik sonrası hayatta kalmalarına ve çocukların eğitimlerine devam etmelerine ve geçimlerine destek olan nafakaya göz dikmektedir.

“NAFAKANIN SINIRLANDIRMAK HER TÜRLÜ ŞİDDETİN MEŞRULAŞTIRILMASI ANLAMINA GELMEKTEDİR”

Kadınlara karşı ayrımcılık ve şiddete karşı olan, bunlarla mücadele eden herkes nafaka hakkının kısıtlanmasının yaratacağı sonuçların farkındadır. Kadınlar aleyhine iş yaşamında cinsiyet ayrımcılığının hüküm sürdüğü, evdeki çocukların ve yaşlıların bakımı dahil tüm ev işlerin kadınların üzerine yıkıldığı, kreş vb. kadın istihdamı destekleyecek hiçbir önlemin alınmadığı bir sistemde nafaka hakkına sınırlama getirmek cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirecektir.

Nafaka hakkını sınırlandırmak kadınlara karşı ekonomik şiddet olmasının yanında, kadınları ve dolayısıyla çocuklarını şiddet olan evliliklere mahkûm ederek her türlü şiddetin meşrulaştırılması anlamına gelmektedir. Teklifte yer alan Bakanlık bünyesinde yeni bir fon kurulması konusu da daha önce EŞİK olarak defalarca söylediğimiz gibi, yeni ve ciddi toplumsal sorunlar doğuracaktır. Aile içi bir yükümlülüğün Türkiye koşullarında kamunun üzerine alınması; fon gibi, iktidarların keyfine kalmış formüller üretilmesi; gene kadınlar aleyhine olacaktır. Bürokrasi ile uğraşmak yine kadınlara kalacaktır."