"Haberin İşçisi"
İstanbul
Açık
28°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,7449 %0.38
46,1544 %0.29
4.249,03 % 0,44
4.260.447 %2.217
İşçi Haber Videolar Gündem Nihal Candan’ın ardından uzmanlar uyardı: Anoreksiya nervoza sosyal medyadan bulaşıyor!

Nihal Candan’ın ardından uzmanlar uyardı: Anoreksiya nervoza sosyal medyadan bulaşıyor!

Sosyal medya fenomeni Nihal Candan’ın yaşamını yitirmesiyle tekrar gündeme gelen anoreksiya nervoza hakkında İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Şule Arslan çarpıcı açıklamalarda bulundu. Arslan, bu hastalığın yalnızca bir yeme bozukluğu değil, ölüm riski en yüksek psikiyatrik rahatsızlıklardan biri olduğuna dikkat çekti. Özellikle sosyal medya baskısı ve estetik kaygıların genç kızları hedef aldığını belirten Arslan, erken müdahalenin hayati önem taşıdığını vurguladı.

Okunma Süresi: 2 dk

Dr. Arslan, günümüzde estetik baskılar, akran zorbalığı ve sosyal medya etkisiyle bireylerin çok düşük kalorili diyetlere yöneldiğini ve bunun da anoreksiya nervoza riskini artırdığını söyledi. Hızlı kilo kaybının; kas, su ve elektrolit kaybına neden olduğunu ifade eden Arslan, bu durumun kalp ritim bozukluklarına ve ani ölümlere yol açabileceğini dile getirdi.

Kadınlarda düşük kalorili beslenmenin adet döngüsünü durdurabileceğini belirten Arslan, bu durumun kemik mineral yoğunluğunu düşürerek osteopeni ve osteoporoz (kemik erimesi) gibi ciddi rahatsızlıklara yol açtığını söyledi. Elektrolit kaybının ise kalp fonksiyonlarını doğrudan etkilediğine dikkat çekti.

Anoreksiya nervozanın yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda derin bir psikolojik hastalık olduğunu belirten Dr. Arslan, depresyon, anksiyete ve intihar eğilimlerinin bu süreçte görülebileceğini söyledi. Vücut kitle indeksinin 17’nin altına düştüğü durumlarda hastalığın başladığını, 15’in altına inildiğinde ise durumun kritikleştiğini ifade etti.

kişiler Açlık ağrısından zevk alabiliyor!

Dr. Arslan, hastaların zamanla yemekle ilgili takıntılı ritüeller geliştirdiğini vurguladı. Bu kişiler başkalarına yemek hazırlamaktan hoşlanırken kendileri yemekten kaçınıyor; çok yavaş yemek yiyor, sayarak çiğniyorlar. Hatta bazı hastalar açlık nedeniyle hissettikleri ağrılardan “mutluluk” duyduklarını söylüyor, çünkü bu durum kendilerini kontrol edebildiklerini düşündürüyor.

Ergenlik dönemindeki kız çocuklarının sosyal medya ve estetik baskılar nedeniyle daha fazla risk altında olduğunu belirten Dr. Arslan, anoreksiya nervozanın kalp, böbrek ve beyin gibi hayati organlarda kalıcı hasar bırakabileceğini vurguladı. Tedavinin psikiyatrist, psikolog, diyetisyen ve dahiliye uzmanının yer aldığı multidisipliner bir ekiple yürütülmesi gerektiğini ifade etti.

En büyük zorluk Kişinin hasta olduğunu kabul etmesi

Dr. Arslan, anoreksiya nervozanın en zorlayıcı yönlerinden birinin, hastaların tedaviyi reddetmesi olduğunu belirterek, “Kişinin bu durumu fark edip yardım almayı kabul etmesi sürecin en kritik aşaması. Ne yazık ki en büyük gecikme de bu noktada yaşanıyor” dedi.

Kaynak: İHA