"Haberin İşçisi"
İstanbul
Açık
25°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,5547 %-0.48
47,5771 %-0.7
4.355,11 % -1,33
4.717.296 %-1.801
İşçi Haber Yaşam Sessizlik sadece susmak mı? Hiçbir şey söylemeden çok şey söylemek

Sessizlik sadece susmak mı? Hiçbir şey söylemeden çok şey söylemek

Susmak bazen kaçmak değil, tam tersine en derin ifadeyi taşımaktır. Sessizlik, çoğu zaman sesin yokluğu olarak tanımlansa da, Amerikalı yazar ve düşünür Paul Goodman’a göre çok daha derin ve çok katmanlı bir deneyimdir. İşte Goodman’ın gözünden sessiz olmanın politikası...

Okunma Süresi: 3 dk

Sessizlik, çoğu zaman sesin yokluğu olarak tanımlansa da, Amerikalı yazar ve düşünür Paul Goodman’a göre çok daha derin ve çok katmanlı bir deneyimdir. Goodman, sessizliği yalnızca edilgen bir durum olarak değil; politik, etik ve varoluşsal bir duruş biçimi olarak da ele alır.

Yazar, şair ve toplumsal eleştirmen kimliğiyle tanınan Paul Goodman, sessizliği bir iletişim biçimi olarak değerlendirir. 1972 yılında yayımlanan Speaking and Language: Defence of Poetry adlı kitabında yer alan The Politics of Being Quiet başlıklı denemesinde, sessizliğin farklı biçimlerini tartışır. Ona göre sessizlik, bireyin kendini dinlemesine, düşünmesine ve çevresiyle daha derin bir bağ kurmasına imkân tanır.

Goodman, sessizliği yalnızca bir iletişimsizlik hali değil; duyguların ve düşüncelerin güçlü bir ifadesi olarak görür. Kimi zaman bir protesto aracı, kimi zaman ise saygının veya farkındalığın sessiz bir göstergesidir. Bu yaklaşım, sessizliği hem bireysel hem de toplumsal boyutlarıyla anlamayı mümkün kılar.

Goodman’ın Tanımladığı Sessizlik Biçimleri

Goodman’ın denemesinde belirli bir sınıflandırma bulunmasa da, düşüncelerinden yola çıkarak farklı sessizlik türlerini ayırt etmek mümkündür. İşte onlardan bazıları:

  • Baskıcı Sessizlik: Otorite, toplumsal baskı ya da korku nedeniyle dayatılan sessizliktir. Sansür ya da dışlanma gibi yollarla bireyin kendini ifade etmesi engellenir.
  • Saygı Sessizliği: Dini törenler, yas anları ya da ritüellerde bilinçli bir şekilde tercih edilen sessizliktir. Goodman, bu türü bir birlik ve mevcudiyet anı olarak değerlendirir.
  • İletişim Kopukluğu Sessizliği: İlgisizlik ya da iletişim kurma isteksizliğinden doğan bu sessizlik türü, bireyler arası uzaklığı simgeler.
  • Protesto Sessizliği: Adaletsizliğe karşı bir duruş olarak bilinçli şekilde konuşmamayı tercih etmektir. Sessiz nöbetler bu türün en belirgin örneklerindendir.
  • Sanatsal Sessizlik: Müziğin ya da şiirin içinde yer alan duraklamalar, anlatımı güçlendiren sessizlik örnekleridir.
  • Odak Sessizliği: Bir işe yoğun şekilde odaklanıldığında oluşan dış dünyadan kopma hâlidir. Yaratıcı süreçlerde sıkça görülür.
  • İçsel Gerginlik Sessizliği: Dışarıdan sessiz görünse de zihinde yargılayıcı veya çatışmalı düşüncelerin sürdüğü içsel bir sessizliktir.
  • Kozmik Sessizlik: Kişinin kendini evrensel bir uyum içinde hissettiği, huzurlu ama merak dolu bir bilinç hâlidir.
  • Farkındalık Sessizliği: Dış dünyaya açık bir dikkat hâlidir. Yeni içgörülerin doğduğu bu sessizlik, zihinsel berraklıkla birlikte gelişir.

Sessizlik Bir Anahtar Olabilir mi?

Goodman’ın sessizliğe dair bu çok katmanlı yaklaşımı, günümüz insanının zihinsel yoğunluğu ve iletişim kalabalığı içinde durup düşünmesine alan açıyor. Farklı sessizlik türlerini tanımak; empati, şefkat ve karşılıklı anlayışı geliştirebileceği gibi, bireyin kendi doğasına daha yakın bir duruş sergilemesini de mümkün kılıyor.

Bir sonraki sessizlik anında bu türleri hatırlamak, o ânı yalnızca yaşamakla kalmayıp derinleştirmek için de bir anahtar olabilir.

Kaynak: Live to Bloom