Spor alanı şirketler içinde insanlara ulaşma açısından önemli yollardan biridir.

Şirketler spor branşlarındaki rakımlara yaptıkları sponsorluklarla ismini geniş kitlelere duyurmakla beraber gelen başarıyla kendi markalarının da prestijini arttırmaktadır. Ancak ekonomik olarak sıkıntılı günlerden geçtiğimiz bu zamanlarda şirketler bu yola ayırdıkları bütçeyi azaltmaktadır. Yapılan sponsorluğun yüzde 5’nin vergiden düşüldüğünü de düşünürsek bu pek teşvik edici olmamaktadır. Aslında sponsorluk devletin spora yapması gereken yatırımı özel sektör yoluyla sağlayan bir sistemdir. Sporun gelişimi ancak güçlü sponsorluklarla mümkündür. Sadece devlet eliyle büyük harcamalar spor sektörüne harcanamayacağı tüm ülkelerce bir mecburiyettir. Bütün spor okullarının ücretli olduğu ve altyapıların zayıf olduğu futbol branşında  ve basketbol branşında özellikle sponsorluk yasasının güçlendirilerek özel sektörün desteğinin alınması sağlanmalıdır. Ayrıca öyle cazip hale getirilmelidir ki bu yasa şirketlerin spor kulüplerinin kurulması teşvik edilmelidir.

Şirketlerin sponsorluğa harcadıkları paranın yüzde 5’i yerine yüzde 50’si vergiden düşülürse eğer sponsorluk sayıları ve miktarlar oldukça artacaktır. Hatta Spor kulübü olan şirketlerin spor kulüplerine yaptıkları sponsorlukların yüzde 60’ı vergiden düşerse katılım oldukça yüksek olacak ekonomik durumu ücretli spor okulları için yeterli olmayan binlerce çocuğun spora tanışmasına olanak tanıyacaktır. Olimpiyatlarda onlarca madalya toplamamız için bu eski kanunun değişmesi kaçınılmazdır. Devletimiz yeni tesislerle her ne kadar sporu desteklese de müsabık sporcu yetiştirememektedir. Bu da ancak özel sektörün maddi desteği ile olur. Türk sporunun önünü açacak bu düzenleme umarım yetkililerce fark edilir ve hayata geçirilir.