Yaşamın can sıkıcılığı, günlük yaşam, eskiden küçük burjuva olarak kınanan, iğrenç ve (cinsellik de dahil olmak üzere) apolitik olan her şeyin ön plana çıkması, tarih ve politikayı soyut bir olaylar bütünü olmaya doğru itmektedir.
Jean Baudrillard


Baştan söyleyelim; apolitik olmak, sadece siyasetin kirli geçmişi ve bügününden bıkkınlığın bir ifadesi değildir. Apolitik olan bir kişi genel manada toplumun birçok dinamiğinden kendini soyutlamış olur. 


Apolitik olmak, aslında ciddi bir kaçış yöntemidir. Bazen baskılara veya siyasi söylem ve eylemlerin çürümüşlüğüne karşı ilkesel bir duruş gibi gözükse de çoğu zaman insanın kendi tembelliğinin bir sonucundan başka bir şey değildir. İlkesel nedenlerle apolitik olan çok küçük bir azınlık da şunu bilmelidir ki apolitik olmak eğer ilkesel ise yine politik bir eylem olur. Ama rahatsız edici nedenleri ve sonuçları ortadan kaldırmayacak bir eylem...


Son dönemlerin bu en önemli sorunu olarak gördüğüm realitesi, Türkiye'nin de sosyal anlamda en başat meselelerinden biri... Politika ile ilgilenmenin herhangi bir parti saflarında sert ve katı bir siyasi dil ile söylem üretmek olarak algılandığı bir ortamda apolitik olmayı tercih edenlerin sayısı da artacaktır. Nitekim Türkiye'de gelinen nokta tam da bu şekilde. Özellikle gençlerin kendilerine inşa ettikleri yapay fanusun içerisinde topluma ilgisiz, kayıtsız olması ve bananeciliğin giderek yükselmesi şahsen beni korkutuyor. 


Klasik sanal alem eleştirileri bir yana sanallığın verdiği geçici hazzın toplumsal meselelerin önüne geçmiş olması vahim. Artık başkasının acısını hissedemiyor oluşumuz da bunun bir başka sonucudur.


Kendilerini apolitik bir şekilde kodlayan neslin dost ve düşman kavramları da dejenere olmuş durumda. Dostluk ve düşmanlık tanımlarının oturduğu ana ekseninde yine duyarsız bir eğlence ve duygusal bir tatmin kültürü bulunuyor. 


Politikanın sadece bir yalan söyleme ustalığı olarak sunuluyor olması, var olan siyasi yapıların ortaya koyduğu basit ve sığ tartışmalar, söylem ve eylem uyuşmazlığı ve daha bu düzlemde birçok konu gençlerin giderek apolitik olmasına ve hazcı yaklaşımlarla sosyal yapıdan giderek kendi çamur fanuslarına çekilmelerine neden oluyor. 


Bu durum haklı olarak gençliğin eleştirilmesine, gençlik nereye gidiyor gibi şikayetçi söylemlere kapı aralıyor. 


Fakat durup düşündüğümüz zaman ortaya şu sonuç çıkacaktır. 


Bu her gün şikayet ettiğiniz apolitik, asosyal, bencil, saygısız ve hazcı gençliği siz kendi ellerinizle yetişirdiniz. 


Siyasetçisinden memuruna , patronundan işçisine, kadınından erkeğine herkesin bencil politik anlayışlarıdır bu nesli yaratan...


Son söz; bu trajik değişime gençleri şikayet ederek geçemezsiniz. Ama politikacıları şikayet ederek başlayabilirsiniz.