İstanbul merkezli sanatçı Tuğçe Diri, geleneksel el işçiliği tekniklerini çağdaş sanatın diliyle birleştirerek üretim pratiğini hem kültürel hem de simgesel bir düzlemde inşa ediyor. Desenin görsel ve kavramsal potansiyelini odağa alan sanatçı, tarihsel ve bireysel hafızalar arasında çok katmanlı bir anlatı kuruyor. Diri'nin çalışmaları, kültürel sürekliliğin görsel bir temsiline dönüşüyor.
Tuğçe Diri'nin sanatında, geleneksel el işçiliği yalnızca bir teknik değil, aynı zamanda kültürel bir taşıyıcı olarak işlev görüyor. Desen yapılarındaki detaylı işçilik, geçmişe ait üretim ritüellerini bugünün görsel anlatım diline entegre ederken; izleyiciyi tarihsel bellek, toplumsal kodlar ve bireysel deneyim arasında düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor.
SANATÇI, DESENLERİ KÜLTÜREL AKTARIM ARACI OLARAK GÖRÜYOR
Diri, sanatında sürrealist öğelerle mistik göndermeleri harmanlayarak, İslam sanatına ait referanslarla zenginleştirilmiş bir görsel dünya sunuyor. Bu yaklaşım, onun eserlerini yalnızca görsel olarak değil, aynı zamanda düşünsel olarak da derinlikli kılıyor.
Sanatçıya göre desen, süsleme amacı taşımanın ötesinde; inançlar, toplumsal değerler ve kültürel aktarımın güçlü bir aracı. Diri’nin üretimleri, desenin bu çok yönlü işlevine dikkat çekerken, kolektif bilinçaltı ile bireysel ifade arasında bir bağ kuruyor. Sanatsal pratiği, hem geçmişle yüzleşme hem de bugünün sosyal yapısını sorgulama potansiyeli taşıyor.
Tuğçe Diri'nin eserleri, farklı coğrafyalarda düzenlenen sergilerde izleyiciyle buluşuyor. Sanatçının disiplinlerarası yaklaşımı, desen üzerinden yürüttüğü kültürel sorgulamayı geniş bir bağlama taşıyor. Gerek ulusal gerekse uluslararası platformlarda sergilenen işleri, görsel hafızayı yeniden inşa eden bir anlatı biçimi olarak öne çıkıyor.
Sanatında ritüel, zanaat ve çağdaş yorumu bir araya getiren Diri, geçmişin izlerini bugünün estetik diliyle harmanlayarak sanat izleyicisine çok katmanlı bir okuma sunuyor.