Günümüzde Türkiye’de belli başlı kulüpler dışında spor kulüpleri sporcu yetiştirmek anlamında giderek geri kalmaktalar. Kulüplerin maddi imkansızlıkları ve kendilerine ait tesislerinin olmayışı sporcu yetiştirmeyi çok etkilemektedir. Birkaç büyük kulübün rekabeti branşlarda küçük de olsa kıpırdanmaya neden olmaktadır. Bununla beraber bazı yerel yönetimlere ait spor kulüplerinin de branşlara katkısı göz ardı edilemeyecek durumdadır. Ancak maalesef kulüpler anlamında ülkemizde bir spor politikası yoktur. Güçlü rekabet şartları oluşmadığı için çeşitli branşlarda uluslararası başarılar alamamaktayız.

  Biraz geriye gidelim 25-35 yıl kadar. 80’li ve 90’lı yıllarda devlet kurumlarının müessese kulüpleri vardı. O dönemde çocukların %80’i bu kulüplerde sporla tanışırdı. Tekel, Dsi, Karayolları, Demirspor ve Kağıtspor vb… Bu kulüplerin hepsi devlet kurumu olup büyük spor tesislerine sahip, çeşitli branşlarda faaliyet gösteren ve şampiyonluklar elde eden kulüplerdi. Çocuklar bu kulüplerde ücretsiz spora başlar amatör ruhla devam ederdi. Şimdiki gibi ücretli spor okulları tek seçenek değildi. Özelleştirmelerle birlikte sosyal sorumluluk olarak spor alanında faaliyet gösteren bu devlet kurumları özel şirketlere satılınca maliyet gerekçe gösterilerek bu kurumların spor alanındaki faaliyetlerine son verildi. Bunun faturasını şuanda Türk sporu ödemektedir. Güreş, halter, boks, Atletizm gibi vb… branşlarda oldukça kuvvetli olan bu kulüplerin altyapılardaki yeri dolmadı. Eski profesyonel sporculardan kime sorsanız spora bu kulüplerde başlamıştır. Türk Sporunu güçlendirmek adına çocukların müsabık spora ücretsiz olarak başlayabileceği benzer yapıyı tekrar kurmamız gerekmektedir. Yerel yönetimlerin yanında Gençlik ve Spor Bakanlığında bu konuda devreye girmesi lazım. Nasıl mı?

   Her ilde Gençlik ve spor il müdürlükleri ve çoğu ilçede ise gençlik ve spor ilçe müdürlükleri aktif olarak görev yapmaktadır. Tesis ve antrenör olarak yeterli donanıma sahip olan bu müdürlüklere spor kulübü kurdurularak yada kulübü olanların kulüplerini aktif ederek bu yapıyı oluşturabiliriz. Bir örnek vermek gerekirse İstanbul gençlik ve spor ilçe müdürlüğü ve 39 ilçe müdürlüğü 40 spor kulübü yapar. Düşününki Türkiye’de bir anda kaç aktif kulüp ortaya çıkar. Antrenörler zaten maaşlı olarak bu kurumun personelleri, tesislerde kendisinin geriye bir tek öğrencilerle bu olanakları bir araya getirmek kalıyor. Çok mütevazi bir bütçeyle bu yapı oluşturulabilir. Kulüplerin bütçesi ise spor totodan küçük bağışlarla sağlanabilir. İl müdürlüğü kulüplerinin başkanı il müdürü, ilçe müdürlüğü kulüplerinin başkanı da ilçe müdürü olabilir. Her kulübe verilecek olan 27 kişilik bir midübüs kulübün ulaşım sorununu çözecek yarışmalara katılımını kolaylaştıracaktır. Bu proje Türk sporuna kısa vadede büyük bir ivmelenme sağlayacaktır. Gençlik ve spor bakanlığı bu proje ile en parlak dönemini yaşayacak olup Türk sporu için devasa bir adım atılmış olacaktır.