"Haberin İşçisi"
İstanbul
Açık
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,2941 %0
44,9326 %-0.1
4.251,58 % 0,35
4.072.910 %-1.117
yazar
Enerji İşçileri Sendikası Uzmanı
Tüm Yazıları

Alım Gücünde Kayıp: Yeni Dönem İçin Bir Zorunluluk

YAYINLAMA:
Alım Gücünde Kayıp: Yeni Dönem İçin Bir Zorunluluk

                   Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2025 yılı ilk beş aylık enflasyon verileri, ülkemizin ekonomik görünümüne dair önemli ipuçları barındırıyor. Bu veriler yalnızca fiyat artışlarını değil, aynı zamanda vatandaşlarımızın alım gücündeki değişimi de gözler önüne seriyor.
                  Özellikle dar ve sabit gelirli kesimler açısından değerlendirildiğinde tablo oldukça dikkat çekici:

  •            En düşük emekli maaşında alım gücündeki kayıp: 2.183 TL
  •           Asgari ücretlinin alım gücündeki kayıp: 3.335 TL

              Bu gelişmeler, yılın ikinci yarısı için hem ekonomik hem de sosyal politikaların yeniden değerlendirilmesini gerekli kılıyor. Hayat pahalılığı karşısında vatandaşlarımızın refah seviyesini korumak adına yapılacak düzenlemeler, toplumun genel huzuru açısından da büyük önem taşıyor.

                   Gelir Düzeltmeleri Neden Önemli?
                   Sabit gelirli kesimlerin, özellikle emeklilerimizin ve asgari ücretle geçinen çalışanlarımızın, fiyat artışları karşısında korunması; sosyal adaletin bir gereği olarak değerlendirilmeli. Bu nedenle, yılın ikinci yarısında;

  •            Asgari ücretin yeniden gözden geçirilmesi,
  •            Emekli maaşlarının enflasyon farkı ve yaşam koşulları dikkate alınarak iyileştirilmesi,
  •            Sosyal desteklerin ihtiyaç sahiplerine daha etkin ulaşması
               toplumun farklı kesimlerinin ekonomik anlamda daha sağlıklı bir yapıya kavuşmasını sağlayacaktır.

                 Bütçe Dengesiyle Sosyal Dengeyi Eş Zamanlı Korumak
                 Elbette kamu kaynakları planlanırken mali disiplin gözetilmelidir. Ancak mevcut veriler, bütçenin bazı önceliklerinin geçici bir süreliğine yeniden düzenlenmesini de gerekli kılabilir. Gelir düzeltmeleri yapılırken;
  •            Kamu verimliliğinin artırılması,
  •            Harcamalarda etkinlik sağlanması,
  •            Sosyal harcamaların hedefli ve denetimli şekilde kullanılması

bütçe üzerindeki baskıyı azaltırken, dar gelirli vatandaşlarımızın korunmasını da mümkün kılacaktır.

                   Birlikte Yürümek İçin Dengeli Adımlar
                   Ekonomide istikrar kadar önem taşıyan bir diğer unsur, toplumsal dayanışma ve güven ortamıdır. Alım gücü kaybı yaşayan vatandaşlarımızın taleplerine duyarlılık göstermek, bu ortamın korunmasına katkı sağlayacaktır.
                   Yılın ikinci yarısı, Türkiye’nin sosyal hassasiyetlerini gözeten, dengeli ve gerçekçi adımların atılacağı bir dönem olmalıdır. Alınacak kararların hem ekonomik göstergelere hem de toplumun sesine kulak vererek şekillenmesi, sürecin başarısını artıracaktır.
                   Sonuç olarak, vatandaşın ihtiyaçlarına duyarlı, gerçekçi ve sürdürülebilir adımların atılması; sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal sorumluluğun da gereğidir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *