
TESLİMİYETİN ADI: KURBAN

Evet heyecanlı bir haftaya girişmiş bulunmaktayız. Kurban Bayramı haftası belediyelerin “Kurban Yakalama Timleri” kurmasıyla resmen başladı.Ülke genelinde “kaçan dana” alarmı verildi. Dana peşinde drone kaldıranlar mı dersiniz, 20 kişilik kovalamacaya mahalleli desteğiyle son verenler mi… Kurban alma telaşı, tebessüm ettiren ve kol yoran pazarlıklar, acemi kasapların kestiği parmaklar… Bayram demek sadece et değil, adrenalin de demek! Çoşku dolu günler bizi bekliyor!
Şaka bir yana, günlerin en anlamlısı, en içten yaşananıdır bayramlar… Ortak değerlerimizin, inancımızın ve kültürümüzün bayrağı gibi dalgalanır bu özel günler. Bayramlar, bizi birbirimize daha çok yaklaştıran, unuttuklarımızı hatırlatan, hasretleri dindiren, sevgiyi çoğaltan zaman dilimleridir.
Kurban Bayramı, et kesmekten çok daha derin anlamlar taşır. Arapça, "grb" kökünden türetilen "kurban", genel anlamda "Allah'a yaklaştıran şey"anlamına gelir. Kurban, teslimiyetin ve Allah’a yakınlaşmanın adıdır. Hz. İbrahim’in, Allah’a olan sadakatini göstermek için oğlu İsmail’i kurban etmeye hazırlanışı; ardından Allah’ın bir koç göndererek onu bu fedakârlıktan muaf tutması, bu ibadetin özüdür. Kurban Bayramı, işte bu teslimiyetin hatırasıdır.
Bayram sabahında camilere giden dedeler ve torunlar, birlikte saf tutarak Allah’ın huzuruna yönelir. Seher vakitlerinde Allah aşkıyla çarpan yürekler, tekbirlerle coşar. Gönüllerden yükselen dualar, gökyüzüne sevinç ve teslimiyet olarak ulaşır.
Bu bayramda sadece et kesilmez, nefisler de terbiye edilir. İnsan, Allah için sevdiğinden vazgeçer; bu da onu daha erdemli, daha olgun bir kul haline getirir. Kurban, sadece maddi bir ibadet değil, aynı zamanda ruhu besleyen bir maneviyat kaynağıdır.
Paylaşmanın en saf halidir bayramlar. Fakir sofralar et kokar bu günlerde. Yetimlerin gözleri güler, gönüllere nur dolar. Zenginler hatırlar düşkünleri, kardeşlik yeniden yeşerir. İnsan, sadece bir hayvanı değil, bencilliğini, kibirini ve ihmalkârlığını da kurban eder bu günlerde.
Bayramlar aynı zamanda aile, dostluk ve toplumsal bağların yeniden kurulduğu zamanlardır. Büyüklerin elleri öpülür, hastalar ziyaret edilir, gönüller alınır. Böylece sadece et değil, sevgi ve muhabbet de paylaşılır. Türk-İslam kültüründe bayramlar sıla-i rahimin, yani akrabalık bağlarının tazelendiği kutsal günlerdir.
Kurbanın ruhu, sadece kesilen hayvanda değil, yapılan niyetlerde, edilen dualarda, verilen sadakalarda ve kurulan sofralarda gizlidir. Yeter ki bayramı sadece bir tatil değil; bir arınma, yakınlaşma ve teslimiyet vesilesi olarak görelim.
Bayramlar, gönüllerimizin bayramı olsun. Aramızdaki mesafeler kalksın, dudaklarımızda tebessümler yeşersin. Yalnızlık yerini muhabbete, hüzün yerini kardeşliğe bıraksın. Ve kurbanın özünde yatan maneviyat, ruhumuzu yeniden inşa etsin…